Son yıllarda yürümek, kent araştırmaları için bir yöntem olarak daha fazla takdir edilmeye, rağbet görmeye başladı. Bununla birlikte İtalya merkezli Stalker grubunun üyelerinden Francesco Careri, Walkscapes: Walking as an Aesthetic Practice (Yürümenin Peyzajı: Estetik Bir Eylem Olarak Yürümek) kitabında bu eylemin köklü bir tarihi olduğundan bahsediyor.1 Gezinmek, Dada’dan Durumcu Enternasyonal’e dek kenti okumanın ve onun bilinçdışı katmanlarını ortaya çıkarmanın doğal bir aracı oldu. Frédéric Gros’un A Philosophy of Walking adlı çalışması da bize bu eylemin birçok düşünürün günlük rutinine dahil olduğunu hatırlatıyor.2
Günümüzde kent araştırmalarında başvurulan, kentsel formu sınırlar ve renklerden ibaretmiş gibi gösteren istatistiki veri ve haritaların kullanıldığı yöntemlerin aksine; yürümek farklı, daha yatay bir yaklaşım ve algılama biçimi sunuyor. Çünkü veriler matematiksel çarpıtmaya açık ayrıca idari sınırlar ya da renklendirilmiş kentsel bölgeler kentsel koşulların karmaşıklığını karşılamak için yeterli değil. Kentte yürüme deneyimi ise mekâna içkin çok çeşitli, karmaşık katmanları, “mekânın ruhunu” ortaya çıkarıyor. Kokular, coğrafi yapı, gölgeler, ufuk çizgisi, çöp konteynerlerinin içindekiler, peyzajlar, mahalleliyle yapılan sohbetler bir araya gelerek ortaya yepyeni bir resim çıkarıyor. Bu resim karşılıklı dayanışmayı bünyesinde barındırıyor, hassas dengeleri ve tutarsızlıkları kabul ediyor. Yani mimarlık bu noktada karmaşık peyzajı ölçmek için kullanılan bir birim haline geliyor.
Yazar hakkında Sinan Logie Belçika doğumlu bir mimar, kent aktivisti ve sanatçı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde ders veriyor. Mekânda Adalet Derneği’nin kurucularından, Yoann Morvan’la birlikte İstanbul 2023 kitabının yazarı.