Bu görsel İstanbul'un çeperindeki dönüşümü anlamak için 2011-2013 yılları arasında ürettiğim bir fotoğraf çalışmasının parçası. Bu dönem, aynı zamanda İstanbul'daki mekânsal dönüşümün en fazla hız kazandığı yıllara tekabül ediyor. Fotoğrafta İstanbul'un kuzeyindeki Gazi Mahallesi civarında bulunan bir taş ocağı görülüyor.
Kentin çeperleri, sosyal çelişkilerin en dolaysız, kentin en kırılgan, en ham olarak görülebildiği sürekli değişen yerler. Taş ocakları ise yapılı çevredeki inşaat, yıkım ve rökonstrüksiyon döngüsünün önemli bir halkası. Bu kapsamda, kentin çeperlerindeki taş ocakları ile kent merkezi arasında mevcut olan katmanlı bir ilişkiden bahsedebiliriz. Sonu gelmez inşaatlara malzeme sağlamak için açılan bu ocaklar kentin yaraları ve diş kovukları gibi. Kent büyüdükçe taş ocakları da genişliyor; kent dikine yükseldikçe ocakları daha da derinleşiyor. Bu ilişki adeta analog fotoğraftaki negatif-pozitif ilişkisini hatırlatıyor. Zahirisi olmadan gerçek görüntü elde edilemiyor.
Yazar hakkında Serkan Taycan bir araştırmacı-sanatçı ve akademisyendir. Çalışmalarında kentsel ve kırsal mekânların dönüşümüne, bu dönüşümün fiziksel, toplumsal ve ekolojik etkilerine odaklanır. Aldığı mühendislik eğitiminin ardından yüksek lisans eğitimini görsel sanatlar ve fotoğraf alanında tamamlamıştır. Çeşitli üniversitelerde kent, coğrafya ve görsel sanatlar üzerine dersler vermektedir.